İstanbul’da yaşayanlar bilir bütün dişe dokunur etkinlikler, fuarlar, atölyeler, sergiler avrupa yakasında arzı endam ederken anadolu yakası sakinlerine kültürel faaliyet için dağları aşmak düşer. Tuzla gibi şehrin öbür ucunda oturanlar için kitap fuarına gitmek üç saatlik yolu göze almak anlamına gelir. Anadolu yakasının sesini duyan adresin alışveriş merkezi olması trajikomik bir olay olsa da Göztepe sırtlarında bin bir çeşit mağazanın yanı sıra atölye ve sergileriyle kucak açan Emaar Square Mall Lomography atöylesine de ev sahipliği yapıyor. 

Kendini marka olarak değil de organizasyon olarak adlandıran Lomography hikayesi Rusya sınırlarında başlamış olsa da günümüz tutkulu topluluğun temellerini atan genç bir arkadaş grubundan başkası değil. Çiçek çocukların çağında ellerinde keskin karelere imza atan fotoğraf makineleriyle Lomography ailesinin temellerini atan arkadaşlar kısa sürede tutkularını sürdürebildikleri bir üsse sahip olduktan sonra ikonik LomoWall’un da dahil olduğu ilk sergilerini açarak analog fotoğraf tarihindeki yerlerini aldılar.

Lomography Türkiye ailesi Emaar Square Mall’da yapılan atölyede fotoğrafın ve kendi firmalarının tarihinden bahsettikten sonra La Sardina ve Fisheye makine seçeneklerini sundu ve benim tercihim geniş açılı çekim yapabilen portakal güzeli La Sardina’dan yana oldu. 2 saat kadar süren atölye süresince alışveriş merkezinin açık ve kapalı alanlarında uzun pozlama, çift pozlama gibi detaylar uygulamalı olarak anlatıldıktan sonra makineler teslim edildi ve fotoğrafların banyo edilmesini bekleme süreci başlamış oldu.

Uzun yıllar sonra analog fotoğraf makinesiyle çekim yapmak tarifsiz bir keyif olsa da alışveriş merkezi gibi fotoğraf çekmeye pek de elverişli olmayan bir ortamda uygulama yapmak özgür ruhlu Lomography ile pek bağdaşmasa da şartlar el verdiğince güzel kareler yakalamaya çalıştık. Çocukluğumun heyecanla beklediğim fotoğraf zarfı anılarını tekrar yaşamama olanak sağlayan atölye sonunda bulaşık deterjanı, tuz, limon suyu gibi maddelere maruz bırakılan filmlerle deneysel fotoğraflar çekebileceğimi öğrendiğime göre geriye makine ve film seçmek kalıyor. Farklı renk tonlarında filmlerin, sanat lenslerinin, çeşit çeşit makinenin olduğu internet sitesinde saatler geçirsem de her defasında daha da kararsız kaldığımdan analog dünyasına geçişim uzun bir süre ertelenecek gibi görünüyor.

Leave a Reply