The Bookshop bütün kitap severlerin kitapçı açma hayalini gerçekleştiren idealist Florence Green’in hikayesini anlatıyor. Penelope Fitzgerald’ın aynı isimli kitabından uyarlanan film 50’lerin tutucu İngiltere’sinin ücra bir kasabasında geçiyor. Çok sevdiği eşini kaybettikten sonra ilişkilerinin mihenk taşı olan kitap sevgisini daha büyük kitlelerle paylaşma isteğiyle kitapçısı açan Florence Green sayısız sorunla karşılaşıyor. Kadın kadının kurdudur söyleminin altı defalarca çizilen filmde sık sık gibi kült kitaplara gönderme yapılıyor.
Satır aralarına dikkat edilerek izlendiğinde defalarca Fahrenheit 451 temasının işlendiği görülüyor. Film boyunca kapağına yakın çekim yapılan iki kitaptan biri olmasıyla izleyicinin dikkatini çekerken son sahneye kadar aralıklarla Fahrenheit 451 etkisi devam ediyor. Dönemin entrikalarına, doğal güzelliklere, muhteşem kıyafetlere yer verilen The Bookshop muhteşem İngiliz aksanıyla keyifli bir şölen sunuyor. Filizlenemeden sonlanan naif bir aşkın da eksik edilmediği film 1 saat 53 dakika sürüyor. Günümüz bilim kurgu, komedi, aksiyon üçlemesinin dışında nefes aldıran sakinliği ve ayakları yere basan hikayesiyle kitap severlere kucak açıyor. Siz de benim gibi kendi kendinize kaldığınızda sade filmler izlemekten keyif alıyorsanız izlenecekler listenize eklemelisiniz.
One Comment