Başıma yeni yeni işler açmanın fıstık yeşili yollarını düşünürken aklıma şahane bir fikir geldi! Ağlama ihtimalimizin olduğu her önemli günde elimizin gittiği suya dayanıklı maskaraları ağlayarak test etmek.
Her ne kadar bunu yapmanın en pratik yolu maskara sürdükten sonra soğan doğramaksa da, hakkımı daha keyifli bir tercihten yana kullanıp maskara sürüp film izlerken ağlamaya karar verdim. Normal şartlar altında dram filmleri izlemiyorum yani her şey tamamen deneysel. Ağla ağla maskara serisinin sebep ve sonuçlarına değindiğime göre artık ilk adım olan maskaraya geçebilirim.
Gratis bayram indiriminde gözüme çarpan Wet and Wild Mega Protein suya dayanıklı maskarayı 7 tl ye aldım. Albenili fıstık yeşili ambalajındaki waterproof maskara kendi koruma bandıyla geliyor. Kıl fırçalı olduğunu görünce pek içime sinmese de yapısıyla sorunsuz uygulama sağlayacağını düşünsem de sonuç pek başarılı olmadı. İlk katta kontrollü bir bulaşma olsa da ikinci katta kirpik diplerine ve göz kapağına bulaştı. İkinci kat da kuruduktan sonra elimden geldiğince temizlerken bu kadar uğraşmaya değer mi diye düşünmeden edemedim.
Ağla ağla maskara serisine damardan bir giriş yaparak perdeleri Incendies ile açtığımıza göre filmin bencesine geçebiliriz. Birkaç istisna dışında fransız yapımlarından keyif almıyorum. İtiraf etmem gerekirse birkaç arkadaşım birden önerdiği için filmografiyi incelemeden direk izlemeye başlamış olmasam es geçerdim. Ön yargımın en büyük sebebi bana göre fransız filmleri durağan ve renksiz olması.
Fransız filmlerine olan ön yargıma sağlam bir çelme takan Incendieses de temposuyla diğerlerinden farklı olmamasına rağmen hikayesi loş ışık ve durağanlıkla uyum içinde olduğu için keyifle izleniyor. İlk gençlik yıllarında korkunç trajediler silsilesine balıklama dalan Nawal Marwan’ın ölümünden sonrasıyla başlayıp her sahnesinde ayrı bir soru ve cevap veren filmin sonu kesinlikle dehşet vericiydi. Asıl büyük sorunun cevabını son sahneye kadar saklayabilen ender yapımlardan olan Incendies aniden ölen annelerinin vasiyetini yerine getirmeye çalışan ikizlerin gözünden anlatılıyor.
Anne vasiyetinde öldü diye bildikleri babalarını ve varlığından haberleri dahi olmayan ağabeylerini bulmalarını istiyor. Ardından annelerinin bildiklerinden çok daha farklı biri olduğunu hayretler içinde öğrenmek üzere arap topraklarında sürprizlerle dolu bir keşfe çıkıyorlar.
Bir insan daha fazla ne yaşayabilir ki diye düşündüğünüz her sahnede hikayeye bir acı daha eklenen filmi izlemenin hissini açıklamaya çalışırsam, Muhammed Ali’nin en kolay acıyan yerinize bütün kuvvetiyle yumruk attığını hayal edin. Sonuna kadar tam da bu hisle izleyeceksiniz. Bütün hayatı alışılmışın dışında bir şekilde evlatlarının etrafında şekillenen arap kökenli hristiyan kadının yaşadıklarının yanı sıra savaş ve sonuçları bütün çıplaklığıyla izleyiciye sunuluyor. Filmin ilk yarısında sıkılır gibi olsanız da sabredip izlemeye devam etmenizi şiddetle öneriyorum.
Gelelim suya dayanıklı maskaraya. Yaklaşık on dakika kadar aralıklı ağlamanın sonunda kirpiklerim ıslandığı için birbirine yapıştı. Dokununca parmağıma bulaşsa da göz çevremde herhangi bir dağılma yoktu. Ağladığımızda elimiz gözümüze gittiği için son olarak gözlerimi silince nasıl olduğuna baktım ama ne yazık ki bu aşamada maskara kendini bozdu ve göz altına bulaştı. En ilginç yanıysa yüzümü sadece suyla yıkadığımda büyük bir kısmının çıkması oldu. Ağladığım için çözüldü mü bilemiyorum ama suya dayanıklıysa da göz yaşına pek dayanıklı sayılmaz.
Abartılı olmayan müdahale edilmedikçe sabit kalan uygun fiyatlı bir maskara arayışındaysanız bakmanızı tavsiye edebilirim. Bir sonraki ağla ağla maskara yazısında ağlamaya dayanıklı maskara bulabilmek umuduyla yeni ağlamalı filmimi araştırmaya başladım bile. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
