Şeker Portakalı kitabının kapağını açıyorum ve hop 9 yaşındayım. Öğretmen zoruyla okuduğum ilk kitap olduğu için adını duyar duymaz sevmediğim kitaplar listesinin başını çekiyor. Odamın rengarenk hayvan desenli halısına oturuyorum. Elimde şeker portakalı, yaşım tek hanelerin sınırında. Yazarın adını okumam da hatırlamam da imkansız ki zaten yazardan da nefret ediyorum. Kapakta elinde kuş tutan kızıl saçlı bir çocuk. Arka kapak yazısını okuyorum ve kardeşimin seslenmesiyle kitabı bir kenara atıyorum. Kızıl saçlılardan nefret etmem de kitap kapağını incelememden hemen sonra başlıyor.

şeker portakalı serisiYazılıdan birkaç gün öncesine kadar şeker portakalını okumayı kesinlikle reddediyorum, sonrası… Okumaya başladıktan sonrası aşk. Okudukça ağlıyorum, okudukça seviyorum ve bitirene kadar da asla bırakmıyorum. Öyle bir şevkle okuyorum ki benden sonra Zeze sevdası anneme de bulaşıyor.

Bütün bunların üstünden 15 sene geçtiğine inanmak öyle zor ki! Şeker portakalı buram buram çocukluğum kokuyor, diz kapaklarımdan hiç eksik olmayan yaralar, teneffüs zilini duyar duymaz sınıftan koşarak çıkmak, ilk bisikletim… Arada geçen onca senede değişmeyen yegane şey Zeze için ağlamam olsa gerek. Şayet mis gibi doksanlar çocukluğu solumak isterseniz okuyun ve okutun çünkü Zeze ve onun eşsiz dünyası kaç sene geçerse geçsin tadını koruyor. Şeker portakalı serisi üç kitaptan oluşuyor.

Şeker Portakalı’nda Zeze 5 6 yaşında eşsiz zekasıyla fakir bir ailenin en küçüğü olarak karşımıza çıkıyor. Minguinho adını verdiği portakal fidanıyla benzersiz muhabbeti, Portekizli ile hazin sonlanan arkadaşlığı derken kitap orta yerinde bitiveriyor.

Güneşi Uyandıralım:

Zeze artık Zeze değil, ailesi eskisi gibi değil, daha doğrusu eski ailesi değil. Erkek adam olma yolunda yine yaramaz yine haylaz ama daha da kırılgan. Adı bazen Şüş bazen Zeca bazen Ze ve hatta Küçüğüm. Kendi imalatı Maurice isimli yepyeni babasıyla derin sohbetler ediyor, kalbini takas ettiği cucuru kurbağası Adam ile maceralara atılıyor. Zeze artık çocuk değil, ufak tefek hiç değil. Liseyi bitiriyor ve kitap bitiyor.

Delifişek:

Biraz kafa karıştırıcı başlıyor zira ikinci kitapta öz ailesine yolcu ettiğimiz Zeze yine evlatlık olduğu ailesinin yanında ve hatta doktor babasıyla samimi öyle samimi ki onun için en sevdiği şeyden vazgeçmeyi göze alıyor.

Söyleyecek o kadar çok şey var ki sıraya koyup da süzgeçten geçiremiyorum. Özet geçecek olursam bu üç kitabı okuduktan sonra portakala, sigaraya, boyacı çocuklara, öğretmen masasındaki boş bardağa, balonlara, trenlere, kurbağalara, sinemaya, piyanoya ve daha birçok şeye eski gözle bakmayacaksınız çünkü hepsi arada sırada Zeze kokacak.

Ağlamaklı ruh haline kitap okumaktan daha kestirme bir yol arıyorsanız bu film tam size göre: Dondurmanın Anlamını Değiştiren Film: Müslüm

 

3 Comments

  • Kenar Yazarı dedi ki:

    Şeker portakalı kitabını çevremde gerek arkadaşlarından gerekse birçok ortamda duyuyorum. Çocuk kitapları serisinin kült eserlerinden olan şeker portakalı kitabında neden okumadığını gerçekten bilmiyorum ama hep bir eksikliğini yaşadım. Şimdilerde daha mesleğime yatkın ve ilgi alanına yönelik kitaplar okuduğum için bu tür geçmişte okumayıp da pişmanlığını duyduğum kitaplara hızlı dönüş yapamıyorum. Ama boş bir vaktim olduğunda ve şeker portakalı kitabı elime geçtiğinde mutlaka okuyacağım.

    • hanimzade dedi ki:

      Yakın zamanda tekrar okudum aslında çocuk kitabı olarak biraz karamsar bir dünyası var tabi bizim gibi yürek burkan Ömer Seyfettin kitaplarıyla büyüyen nesil için hafif bile kalıyor ama şimdiki nesile ağır gelir sanıyorum

Leave a Reply